İçeriğe geç

Tarafından getirildi

logo

Rekabet ve Regülasyon

En yeni haberler, değişiklikler, kararlar, değerlendirmeler…

open menu close menu

Rekabet ve Regülasyon

  • Anasayfa
  • Hakkımızda

Güneş Parlamayı Rüzgâr Esmeyi Bıraktığında Ne Yapmalı?

Yazar Ilker Fatih Kıl
10 Ağustos 2021
  • Genel
Share on Facebook Share on Twitter Share via email Share on LinkedIn

İlker Fatih Kıl, Büşra Nazlı Yaldır, Kaan Zabtiyeoğulları

14 Temmuz günü Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) Başkanı Joe Biden, enerji üretim ve dağıtım politikaları üzerine yeni bir çalışma planı duyurdu[1]. Bu plan kapsamında Biden’ın hedefi rüzgar tribünleri ve güneş panelleri ile elde edilen enerjinin depolandığı uzun ömürlü lityum iyon bataryaların geliştirilmesi ve maliyetinin düşürülmesi.

Zaten dünyanın pek çok bölgesinde gerek Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilirlik Planı gerekse ülkelerin kendi kalkınma planları doğrultusunda yenilenebilir enerjinin depolanması ve dağıtılması üzerine birçok çalışma yapılıyor. Fakat Enerji Departmanı’nın(The Energy Department, “DOE”)açıkladığı planda göze çarpan bir nokta, Amerika’nın daha ziyade işin piyasa ve maliyet boyutu üzerinde duruyor olması. Biden’a göre ABD 2050 yılına kadar “sıfır karbon emisyonu” hedefine ulaşmak istiyorsa söz konusu enerji projelerinde dağıtım ve depolama maliyetini düşürmek zorunda.

Yeşil Enerjiden Dış Politikaya

ABD dünyadaki en yüksek karbon salınımına sahip ülkelerden birisidir[2]. Fakat özellikle uluslararası göç ve çevre politikalarıyla Trump’a kıyasla daha açık ve Avrupa Birliği ile uyumlu politikaları ile gündeme gelen Biden, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriğin depolanacağı lityum-iyon pillerin maliyetini düşürmek, yaygınlığını artırmak ve 2050 yılına kadar ise, ABD’nin karbon emisyonunu “sıfır”a indirmek istiyor. Öyle görünüyor ki, Biden dünyayı ilgilendiren sorunlar üzerine selefi Trump’a kıyasla daha global bir bakış açısıyla ilerlemeye devam edecek.

Ayrıca Beyaz Saray tarafından yayımlanan 2021 iş alanları ve yatırım planlamasında enerji dağıtım hatlarını geliştirmenin yanı sıra güney eyaletlerini Doğu ve Batı sahillerine bağlayan karayollarının geliştirilmesi de yer almakta[3]. Peki bu ne anlama geliyor?

Dolar Kadar Yeşil Bir Enerji

Bilindiği gibi borsa yatırımcıların yönelimlerini ve geleceğe dönük beklentilerini gerçeğe yakın şekilde tahmin edebileceği bir sistem. Durum böyle olunca DOE’nin batarya maliyetlerini düşürmeye yönelik planının ABD’nin ekonomi politikalarına nasıl yön vereceğini anlamanın yollarından birisi de borsayı incelemek. Nasdaq verilerine baktığımız zaman görüyoruz ki 2021 yılında alternatif enerji piyasasındaki büyük oyuncuların yatırım hacmi %170’lik bir artış gösteriyor[4]. Peki bu ne demek? ABD küresel ekonominin lideri olarak yapacağı bir ekonomi hamlesini genellikle kendi halkının güveni üzerine inşa etme eğiliminde olan bir ülke, yani ABD bir yıl içinde havuç depolarındaki tüm havuçları satmak istiyor ise önce kendi halkını havucun faydalı olduğuna ikna edip onları havuç almaya yönlendirmeli[5]. Hal böyle olunca ABD yatırımcısının piyasada yeşil enerjiye yönelmiş olması yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması ve maliyetinin düşürülmesi yolunda dünya ile birlikte hareket edeceğinin büyük bir göstergesi.  Bununla birlikte başta Toyota olmak üzere birçok otomotiv firması 2030 yılına kadar satışlarında elektrikli ve hibrit araçların payını gözle görülebilir ölçüde artırmayı hedefliyor[6].

Tüm bunlar bir araya getirildiğinde anlaşılıyor ki Biden bataryaların maliyetini düşürme hedefi ile yalnızca güneş enerjisinden elde edilecek enerjinin depolanmasında kullanılacak tesislerin yaygınlığını artırmayı değil, aynı zamanda enerjisini bu tesislerden sağlayacak yeni bir şehir yaşamı oluşturma konusunda dünya trendine ayak uydurmak istiyor.

DOEgüneş enerjisinin kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla başlangıç olarak 125 şehirde kullanıma sunacağı SolarAPP+ isimli bir uygulama geliştirilmesi için girişimcilerle birlikte çalışıyor[7]. Bu uygulama sayesinde insanlar evlerine güneş paneli sistemi kurmanın avantajları konusunda bilgi alabilecek, panelleri kurmak için gereken izin ve belgeleri uygulama üzerinden kolayca talep ederek başvurularını sistem üzerinden takip edebilecekler. Fakat ABD’yi bekleyen bazı zorlu patikalar da var. Bunlardan biri yıldan yıla ekonomideki payı azalan fosil yakıt sektörünün küçülmesiyle ortaya çıkması muhtemel işsizlik[8]. Biden yönetiminin fosil yakıt sektörünün bıraktığı boşluğu yenilenebilir enerji sektöründeki istihdam olanakları ile doldurması şart. Bu sebeple Biden yönetimi 2050 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığı “sıfır emisyon” hedefi yolunda yenilenebilir enerji sektöründe yeni iş olanaklarının yaratılmasını teşvik edecek fonlar yaratmayı hedefliyor. Bu fonlar sayesinde bünyesinde yenilenebilir enerji konusunda uzmanlaşmış personel barındıran veya yenilenebilir enerji sektörüne yatırım yapan şirketlerin sayısının artırılması planlanıyor[9]. Bununla birlikte Joe Biden’ı yenilenebilir enerji sektörünü destekleyecek planları ile ABD’nin petrol piyasasındaki küresel gücünü kaybedeceğini düşünen Cumhuriyetçi bir kesime[10] karşı da iç politika mücadelesi bekliyor. Kim bilir, belki de yeni iş olanakları herkesi ikna etmeye yeter.

2030 yılına doğru ilerlerken bir ABD vatandaşının günlük yaşamını hayal edin. ABD’nin iç kesimlerindeki devasa solar paneller aracılığıyla üretilen güneş enerjisi ülkede son derece yaygın hale gelmiş bir ağ ile şehirlerin çevresindeki büyük enerji depolarına taşınıyor ve oradan Los Angeles’a, New York’a ve daha nice şehre yönlendirilerek yaşam alanlarına, elektrikli araç şarj istasyonlarına ve okullara geliyor. Çok uzak bir hedef değil.

2030’a Doğru Enerji Hukuku

İşin hukuki boyutuna gelindiğinde ise ABD’nin 2005 yılında çıkardığı Enerji Politikası Yasası’nın (Energy Policy Act) 2020 yılında yenilenerek yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetinin düşürülmesi için çalışan sektörlerin fonlamasına ağırlık verdiğini görüyoruz[11]. Bu durum 2030’a kadar olan orta-kısa dönem ve 2050’ye kadar olan uzun dönemde Avrupalı firmaların ABD’de ofis açması veya ABD’nin Avrupalı firmalar ile yakın çalışmalara girmesi sonucunu doğurabilir ki bunun bir örneğini enerji devi ENGIE’nin ABD’de ofis açarak organizasyon yapısında değişiklik yapmasıyla görmüş olduk[12].  Netice itibariyle, ufukta yeni enerji yatırımları, teşvik paketleri ve yeni işbirlikleri görülüyor.


[1] https://www.nytimes.com/2021/07/14/climate/renewable-energy-batteries.html?referringSource=articleShare   

[2] https://www.ucsusa.org/resources/each-countrys-share-co2-emissions

[3] https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/03/31/fact-sheet-the-american-jobs-plan/

[4] https://www.nasdaq.com/articles/best-renewable-energy-stocks-to-buy-now-4-to-check-out-2021-07-22

[5] https://www.smithsonianmag.com/arts-culture/a-wwii-propaganda-campaign-popularized-the-myth-that-carrots-help-you-see-in-the-dark-28812484/

[6] https://www.statista.com/topics/4421/the-us-electric-vehicle-industry/

[7] https://www.energy.gov/eere/solar/streamlining-solar-permitting-solarapp  

[8] https://www.energy.gov/sites/prod/files/2017/03/f34/qtr-2015-chapter1.pdf

[9] https://joebiden.com/clean-energy/

[10] https://www.cfr.org/expert-roundup/us-energy-challenge

[11] https://www.energy.senate.gov/services/files/32B4E9F4-F13A-44F6-A0CA-E10B3392D47A

[12] https://www.prnewswire.com/news-releases/new-organizational-structure-for-a-simpler-engie-to-go-live-on-july-1-301323700.html

Share on Facebook Share on Twitter Share via email Share on LinkedIn
Şimdi kayıt olun
Son blog yazılarımızı e-posta ile alın.
Gönder
ABD, Biden, depolama, enerji yatırımları, Güneş Panelleri, karbon emisyonu, lityum-iyon batarya, rüzgar tribünleri, yenilenebilir enerji
Ilker Fatih Kıl

Ilker Fatih Kıl

İlker Fatih Kıl firmamızda kıdemli danışman olarak görev almaktadır. Ağırlıklı olarak enerji, doğal kaynaklar ve maden sektörlerinde regülasyonlar, kamu politikaları, ticaret, WTO, gümrük, çevre ve doğal kaynaklar, dava ve uyuşmazlık çözümü ile birleşme ve devralma alanlarında danışmanlık vermektedir. Firmamıza katılmadan önce Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda görev yapan İlker Fatih, Türk ve çok uluslu firmalara ve enerji piyasasında faaliyet gösteren firmalara ve kişilere, özellikle küreselleşme ve temel stratejiler (enerji güvenliği), mevzuata aykırılıkların tespiti halinde idari yaptırım uygulama, denetim ve idari yaptırımlara ilişkin çeşitli eğitim faaliyetleri ve enerji sektörüne ilişkin ikincil mevzuat hazırlama çalışmaları, rekabet hukuku, uluslararası küresel enerji güvenliği, enerji politikaları, uluslararası ticaret hukuku, petrol ve doğalgaz hukuku, doğal kaynaklar hukuku, uluslararası ticari işlemler hukuku ve sözleşmeler hukuku konularında destek sağlamaktadır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2002 yılında mezun olmuş, Pennstate University, Dickinson School of Law, State College’da yüksek lisansını 2013 yılında tamamlamıştır. Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde doktora çalışmalarına devam etmekte olan İlker Fatih akıcı olarak İngilizce konuşmaktadır.

Bütün makaleler Tam biyografi

İLGILI MAKALELER

  • Genel

Rekabet Hukukunda Yargıya Erişim Hakkı: Danıştay, İdare Mahkemesi’nin Davayı İlgililere İhbar Etmemesi Sebebiyle İdare Mahkemesi’nin İptal Kararını Bozdu!

Rekabet Hukukunda Yargıya Erişim Hakkı: Danıştay, İdare Mahkemesi’nin Davayı İlgililere İhbar Etmemesi Sebebiyle İdare Mahkemesi’nin İptal Kararını Bozdu! Rekabet Kurulu, […]

Yazar Reşit Gürpınar and Hazar Başar
  • Genel

Rekabet ve Regülasyon Dünyasında Yeni Standart: BASEAK CORE Papers!

Çoğumuzun politik kimliği ile tanıdığı John Adams, siyasete atılmadan evvel dönemin Massachusetts kolonisinde maharetli bir avukat olarak bilinirdi. Anglo-Amerikan hukukunun […]

Yazar Armanç Canbeyli
  • Genel

Demeterin Çığlığına Themisin Cevabı: Avrupa Birliğinde Gıda Tedarik Zincirindeki Haksız Ticari Uygulamaların Önüne Geçmek İçin Yapılan Çalışmalar

Gıda sektörüne ilişkin olarak son günlerde enflasyonla mücadele önlemleri kapsamında gıda fiyatlarının enflasyonist etkilerini azaltmak amacıyla hazırlanan yeni hal yasa […]

Yazar Ilker Fatih Kıl

Balcıoğlu Selçuk Ardıyok Keki Avukatlık Ortaklığı

Balcıoğlu Selçuk Ardıyok Keki Avukatlık Ortaklığı (“BASEAK”) İstanbul’da kurulmuş, hukukun tüm alanlarında hizmet vermekte olan bir hukuk bürosudur. 2007’den beri müvekkillerimize Türkiye’de yürüttükleri faaliyetlerinde ve büyüme planlarında titiz ve güvenilir hukuki çözümler sunmaktayız.

Özel kişilerden, girişimcilere, kuruluş aşamasındaki küçük şirketlerden, devlet kuruluşlarına, orta ve büyük ölçekli özel ve halka açık şirketlerden uluslararası ve küresel holdinglere varıncaya kadar her ölçekten şirketin hukuki ihtiyaçlarına yönelik hizmet vermekteyiz.

Şimdi kayıt olun

Blog yazılarımızı e-posta ile alın.

Kayıt ol

Kategori̇ler

  • Bankacılık
  • Birleşme ve Devralma ve Ortak Girişim
  • Diğer Endüstriler
  • Enerji
  • Genel
  • Hakim Durumun Kötüye Kullanılması
  • Hızlı Tüketim Malları
  • İdare Hukuku
  • Ilac ve Sağlık
  • Kişisel Verilerin Korunması
  • Muafiyet ve Menfi Tespit
  • Otomotiv
  • Pişmanlık Uygulamaları
  • Regülasyonlar
  • Rekabet Hukuku
  • Rekabet İktisadı
  • Rekabet Uyum Programı
  • Rekabete Aykırı Anlaşmalar
  • Telekomünikasyon, Teknoloji ve Medya
  • Uluslararası Ticaret
  • Usul Kuralları ve Cezalar
  • Yerinde İncelemeler

© 2023 Dentons

  • © BASEAK 2023
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım Kuralları