(Dilerseniz bu yazıyı aşağıda podcast formatında dinleyebilirsiniz.)
Rekabet hukukunda güncelliğini kaybetmeyen konuların başında taahhüt mekanizması geliyor. Taahhüt paketinin oluşturulması, taahhütlere uyumun sağlanması ve denetimi, değişen piyasa koşullarında taahhütlerin kaldırılması veya gözden geçirilmesi gibi hususlar uygulamada her daim tartışılan konular arasında. Özellikle son dönemde Rekabet Kurulu’nun taahhütlerin ihlal edildiği gerekçesiyle ceza uyguladığı kararlar, yalnızca rekabet hukukçularının değil, tüm iş dünyasının merceğinde.
Ülkemizde taahhüt mekanizması her gün daha derin tartışmalara kapı aralarken, Competition and Markets Authority’nin (“CMA”) inşaat piyasasındaki müteahhitlerin taahhütlerini kabul ettiği yakın tarihli karar, taahhütlerin her zaman çok da karmaşık olmayabileceğini hatırlattı. Taahhütlerin içeriği ve kapsamı, taahhüt mekanizmasına farklı bir bakış açısı getirmesi itibarıyla incelemeye değer!
Önce temeli atalım… Müteahhitler neden incelemeye konu olmuştu?
Geçtiğimiz yıl CMA, sekiz müteahhit şirket hakkında, 2022-2024 yıllarındaki çeşitli eylemleri sebebiyle, bir soruşturma başlatmıştı. Dosyadaki rekabet endişelerinin başında, inceleme konusu dönemde tarafların, doğrudan veya acenteler aracılığıyla, sistematik biçimde rekabete hassas bilgi paylaştıkları şüphesi yer alıyordu. Bu kapsamda CMA’in tespitleri özellikle aşağıdaki konuları içeriyordu:
- Satış fiyatları: Liste fiyatından ziyade, rezervasyon veya satış işlemi tamamlanmış konutların alıcıyla anlaşılan nihai fiyatları,
- Teşvikler: Yenilenmiş mutfak paketleri, tapu harcı katkıları gibi alıcıya sağlanan avantajlar,
- Satış süreçlerine ilişkin bilgiler: Hangi konutların rezerve edildiği, satıldığı, satışının iptal olduğu, sözleşme imzalandığı veya işlemin hukuken tamamlandığı bilgileri,
- Alıcı profilleri: Projeler ile ilgilenen kişi sayısı, ziyaretlerinin niteliği (bir konutu bir kez mi veya birden çok kez mi ziyaret ettikleri), ziyaretçi profili (örneğin ilk kez ev alacaklar) ve genel ilgi düzeyi,
- Genel proje performans verileri: Belirli projelerde kaç konutun rezerve edildiği, satıldığı, iptal edildiği ya da tamamlandığı bilgisi.
CMA, söz konusu bilgilerin kamuya açık niteliği haiz olmadığının altını çizmiş ve rakip teşebbüsler arasında bu yönde bir paylaşımın piyasayı şeffaflaştırıp belirsizliği ve rekabeti ortadan kaldıracağına işaret etmişti. CMA ayrıca, aksi yönde herhangi bir bulguya rastlanmadığından teşebbüslerin paylaşılan rekabete hassas bilgileri kendi ticari kararlarını etkileyecek şekilde dikkate aldıklarını kabul etmişti.
Kolonlar ve kirişler: Bir taahhüt paketini ayakta tutan şey nedir? Ucu açık vaatler mi yoksa tutulabilecek sözler mi?
İhlal iddiaları karşısında teşebbüslerin tercih ettiği çözüm, taahhüt mekanizmasından faydalanmak oldu. Bu kapsamda, taraflar için beş yıl süreyle bağlayıcı hale getirilen taahhütler arasında;
- Rekabete hassas bilgi paylaşımı yapılmaması,
- Bilgi paylaşımına yönelik taahhüdün dolaylı yollardan ihlal edilmemesi,
- İnşaat sektörüne yönelik olarak hazırlanacak rehberin hazırlık sürecine destek verilmesi,
- İngiltere’de uygun fiyatlı konut geliştirilmesine yönelik bir program olan Affordable Homes Program kapsamında Birleşik Krallık hükümetine toplam 100 milyon sterlin ödeme yapılması,
- Teşebbüslerin rekabet uyum programlarını geliştirmesi, çalışanlara yıllık uyum eğitimlerinin düzenlemesi ve eğitimlerin her daim erişilebilir kılınması,
- Uyum süreçlerinin izlenmesi ve CMA’e yapılacak yıllık raporlamaları takip edecek bir uyum görevlisi atanması
yer alıyor.
Söz konusu taahhütler detaylı finansal / veri bazlı raporlamalar veya yapısal değişikliklere ihtiyaç yaratmayan ağırlıklı olarak davranışsal önlemler içeriyor. Bu açıdan, teşebbüslerin hukuka uygun davranma yönünde verdiği taahhütleri yerine getirme noktasında pek de zorlanmayabilecekleri ileri sürülebilir. Öte yandan, bir rekabet otoritesi olan CMA’in, Türk rekabet hukuku uygulamasından farklı olarak, görece temel düzeyde nitelendirilebilecek taahhütleri rekabetçi endişeleri gidermekte yeterli gördüğü anlaşılıyor. Her ne kadar ilk bakışta teşebbüsler bakımından olumlu bir yaklaşım gibi değerlendirilse de CMA’in bu yaklaşımının ne denli yaygın kullanıldığına bağlı olarak, söz konusu temel taahhütlerin kabulünün teşebbüsler nezdinde rekabet ihlallerine yönelik caydırıcılığı azaltabileceği de ileri sürülebilir.

Rekabet Kurulu’nun Taahhütlere Bakış Açısı
Türk rekabet hukukunda taahhüt mekanizmasının 2020’de kabul edilmesinden bu yana geçen beş yıllık pratiğe baktığımızda, Rekabet Kurulu’nun rekabetçi endişeleri gidermek için daha teknik ve/veya yapısal taahhütleri tercih ettiği görülüyor.
Söz konusu taahhütlere yalnızca birkaç örnek vermek gerekirse;
- Trendyol kararında[1], gelir-maliyet kurgusunun yeniden tasarlanması, reklam harcamalarının sınırlandırılması, uygulamada operasyonel iyileştirmeler yapılması,
- Meta kararında[2], Threads uygulamasının Türkiye’de Instagram’dan bağımsız olarak kullanıma sunulması ve uygulamalar arasında veri birleştirme eyleminin kullanıcı kontrolüne bırakılması noktasında mevcut sistemden ayrışan yapısal bir değişikliğe gidilmesi,
- Çiçeksepeti kararında[3], teşebbüsün son verdiği aracılık hizmetini tekrar sunmaya başlaması, platformun üçüncü taraflara açılması ve tüketici arayüzünün değiştirilmesi,
- Storytel kararında[4], teşebbüsün lisans sözleşmelerinin kapsamının değiştirilmesi ve münhasır hak içermeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi
gibi daha kapsamlı müdahalelerle rekabetçi endişelerin giderilebileceğini kabul etmişti.

İlk bakışta, iki otoritenin taahhüt mekanizmasını işlettiği piyasalardaki yapısal farklılığın farklı taahhüt paketleri ve yaklaşımların belirlenmesi üzerinde etkili olduğu düşünülebilir. Öte yandan, bu farklılığın temel nedeninin Rekabet Kurulu ve CMA’in hangi ihlal türlerinde taahhüt kabul edebileceklerini düzenleyen kanun ve ikincil düzenlemelerden kaynaklandığı da bir gerçek.
Öyle ki, geçmiş blog yazımızda detaylarıyla incelediğimiz Taahhüt Tebliği’nin[5] belki de en dikkat çeken yönü, geleceğe dönük rekabete hassas bilgi değişimlerini açık ve ağır ihlal olarak kategorize etmesi ve bu şekilde bilgi değişimi dosyalarının taahhüt ile kapanmasının önüne geçmesiydi. Hal böyleyken, İngiltere’de bilgi değişimi ihlali için kabul edilen taahhütlerin Türk rekabet hukuku uygulaması bakımından doğrudan etki doğurmasını veya örnek teşkil etmesini beklemek pek de mümkün değil. Ancak bu tür uygulamaların yurt dışında yaygınlaşması ve farklı taahhüt paketlerinin bilgi değişimi eylemi bakımından da etkili çözümler sunabildiğinin ortaya koyulması halinde, bu durum ülkemizde mevcut uygulamanın değiştirilmesi için bir itici güç olabilir.
Ödeme Taahhüdü Taahhütler İçerisinde Ödemelerin Yeri: Yeni bir trend mi?
CMA kararındaki ödeme yapma taahhüdü, belki de taahhüt paketi içerisinde en alışılmamış ve dikkat çekici taahhüt. Öyle ki, teşebbüslerin tamamı, yerel yönetimlere ve konut birliklerine özel sektör tarafından karşılanamayan konut ihtiyacına gidermek üzere uygun fiyatlı konutların inşaatına ilişkin finansman sağlayan bir hükümet girişimleri olan Affordable Homes Program kapsamında toplamda 100 milyon sterlin tutarında ödemeyi yapmayı taahhüt etti. Söz konusu taahhüdün kapsamında teşebbüslerin yapacakları ödemeyi vergi indirimine konu etmemesi de yer alıyor. İlk bakışta iyi amaçlarla alınan bir taahhüt gibi görünse de bu tür uygulamaların yaygınlaşmasının yaratacağı etkinin detaylıca incelenmesi gerekir.
Ülkemizdeki uygulamaya baktığımızda ise, rekabet ihlali şüphesiyle başlatılan dosyalarda CMA örneğindeki gibi bir ödeme taahhüdünün kabul edildiği bir örnekten söz etmek mümkün değil. Her ne kadar, yakın zamanda uzun soluklu bir sürecin ardından Rekabet Kurulu’nun Tofaş/Stellantis birleşmesine verdiği izin kararında, birtakım yatırım taahhütleri kabul edilmiş olsa da, bir birleşme ve devralma işlemiyle piyasada doğması beklenen etkinlikleri yatırım ile temin etmek ile rekabet ihlali şüphesiyle başlatılan dosyalarda bu tür taahhütlerin alınmasının teşebbüsler nezdinde yaratacağı etkinin aynı olmayacağını söylemek gerekir.
Nitekim, bir birleşme işleminde tarafların Türkiye’deki üretim kapasitelerini artırmak, kapasite kullanım oranını yükseltmek ve istihdam oluşturmak yönündeki taahhütlerin etkisi tüketici refahını ençoklaştıracak bir çözüm olabilir. Öte yandan, bir ihlal davranışında bulunan teşebbüsün, kendisi hakkında açılacak soruşturmayı bir ihlal kararı olmaksızın belirli bir miktar ödemede bulunmayı taahhüt ederek kapatabileceği kabulüyle hareket etmesi, rekabet otoritelerinin teşebbüsleri ihlalden caydırma yönündeki hedeflerini sekteye uğratacaktır. Bu noktada, CMA’in bu kararının takip eden taahhüt dosyalarında olumsuz bir örnek teşkil edebileceği ileri sürülebilir.
[1] Rekabet Kurulu’nun 23.09.2021 tarihli ve 21-44/650-M sayılı kararı.
[2] Rekabet Kurulu’nun 07.11.2024 tarihli ve 24-45/1053-450 sayılı kararı.
[3] Rekabet Kurulu’nun 21.11.2024 tarihli ve 24-49/1096-466 sayılı kararı.
[4] Rekabet Kurulu’nun 30.11.2023 tarihli ve 23-55/1076-380 sayılı kararı.
[5] Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hâkim Durumun Kötüye Kullanılmasına Yönelik Önaraştırmalarda ve Soruşturmalarda Sunulacak Taahhütlere İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2021/2).