Hollywood Yayın Hakları ve Avrupa’da Bölgesel Münhasırlık

Savaş sahnelerini çok seven Hollywood bu defa barışı seçti; Komisyon’un baskısı üzerine Hollywood ile yayıncılar arasındaki yayın hakları sözleşmelerinden pasif satış yasağı hükümleri çıkıyor.

Avrupa Komisyonu (“Komisyon”), uzunca bir süredir Hollywood stüdyoları ile ödemeli TV’ler (pay-TV) arasındaki sözleşmeleri inceliyor. Stüdyolar ile ödemeli TV’ler arasındaki sözleşmelerdeki bölgesel münhasırlığa yol açan hükümlerin rekabetçi endişelerin temelini oluşturduğu soruşturmada sona yaklaşıldı.

On yıllık mazisi olan ve Murphy olarak da bilinen QC Leisure dosyasında[1] Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”); tüketicilerin, başka bir üye devletteki yayını izleyebilmelerine olanak veren dekoderleri temin etmelerinin önüne geçen yerel ya da akdi hükümlerin AB rekabet düzenlemelerine aykırı olduğuna karar vermişti.

Murphy dosyasıyla da bağlantılı olarak Hollywood stüdyoları ile ödemeli TV yayıncıları arasındaki sözleşmeler de beş yıldır Komisyon’un incelemesi altında. Komisyon, Birleşik Krallık ve İrlanda’da yayın yapan ödemeli TV yayıncısı Sky ile Hollywood stüdyoları arasındaki lisans sözleşmelerini incelediğinde, bu sözleşmelerde bölgesel münhasırlıkta pasif satış yasağını düzenleyen hükümlerle karşılaşıyor. Yayın haklarının belirli bir bölgede tek bir yayıncıya tanınması ve bu bölge dışına aktif satış yasağı getirilmesi, Hollywood stüdyolarının iş modelinde benimsedikleri bölgesel münhasırlığın alışılmış bir örneği. Ancak bu hükümlerin üzerine pasif satışların da yasaklanmış olması Komisyon’un kırmızı bayrağı çektiği yer oldu. Bu hükümlere göre Sky, aldığı lisans hakları Birleşik Krallık ve İrlanda bölgeleri ile sınırlandığı için bu bölgeler dışındaki AB tüketicilerinin ödemeli TV abonelik taleplerini reddetmek zorundayken; sözleşmenin karşı tarafındaki Hollywood stüdyoları da başka ödemeli TV yayıncılarının Birleşik Krallık ve İrlanda’ya abonelik satmasını engellemekle yükümlüler.

Bölge dışına pasif satışların yasaklandığı bu sistemin AB rekabet düzenlemelerini ihlal ettiğini belirten Komisyon, öncelikle stüdyolar ve Sky ile uzlaşma yolunu tercih ediyor. İlk olarak 2016 yılında Paramount, Komisyon’a bir uzlaşma paketi sunmuş ve söz konusu hükümleri sözleşmelerden çıkaracağını taahhüt etmişti. Bu taahhüt paketinin hukuken bağlayıcı olmasını takiben, Fransız hükümeti ile Fransız ödemeli TV yayıncısı Canal Plus uzlaşma paketini yargıya taşımış, sözleşmelerdeki bu hükümlerin kültürel çeşitlilik ve sinema endüstrisinin geleceği için hayati olduğu argümanını ileri sürmüştü. Geçtiğimiz Aralık ayında Canal Plus’ın bu argümanları genel mahkeme nezdinde geçersiz kabul edildi ve Komisyon’un uzlaşma paketinin hukuka uygun olduğuna karar verildi. Genel mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede, lisans anlaşmalarındaki bölgesel münhasırlık hükümleriyle Avrupa’nın bölgelere ayrıştırılmasının, Avrupa’nın tek pazar yapısını korumayı hedef alan rekabet hukuku düzenlemelerine aykırı olduğu ifade edildi.

Canal Plus’ın itirazının genel mahkemece reddinden kısa süre önce, Walt Disney Komisyon ile uzlaşmaya varmış ve lisans sözleşmelerindeki bölgesel münhasırlık hükümlerini kaldıracağını taahhüt etmişti. Son olarak Aralık ayı sonunda, diğer stüdyolar NBCUniversal, Sony Pictures ve Warner Bros ve ödemeli TV yayıncısı Sky da soruşturmanın uzlaşma yoluyla kapanması için Komisyon’a taahhüt paketlerini sundular. Komisyon da sunulan taahhütleri kamuoyunun görüşü için bir özet halinde yayınladı. Sky ile Hollywood stüdyolarınca sunulan taahhütlerin kapsamı şu şekilde[2]:

  • Stüdyolar, ödemeli TV yayıncılarının kendi bölgeleri dışından gelen tüketici abonelik taleplerini reddetmelerine neden olan pasif satış yasaklarını yeni sözleşmelerinde kullanmayacak ya da eski sözleşmelerindeki bu hükümleri yenilemeyecek.
  • Stüdyolar, girdikleri anlaşmalarda başka ödemeli TV yayıncılarına pasif satış yasağı getirme yükümlülüğü altına girdikleri hükümleri yeni sözleşmelerinde kullanmayacak ya da eski sözleşmelerindeki bu hükümleri yenilemeyecek.
  • Stüdyolar, lisans sözleşmesi yaptıkları ödemeli TV yayıncıları aleyhine pasif satış yasağını ihlal ettikleri gerekçesiyle dava ya da takip başlatamayacak.
  • Stüdyolar, lisans sözleşmesine dayalı olarak başka bölgelerdeki ödemeli TV yayıncılarına pasif satış yasağı getirilmesini talep eden yayıncıların taleplerini kabul edemeyecek.

Sky ve Hollywood tarafından sunulan taahhütler yalnız ödemeli TV’lerdeki lisans anlaşmaları için değil, bu anlaşmalarla bağlı olarak yapılan seç-izle hizmetlerini kapsayacak lisans anlaşmaları için de geçerli olacak. Taahhütlerin süresi de beş yıl olarak belirlenmiş durumda.

Komisyon, ilgili tarafların sunulan taahhütler hakkındaki yorum ve görüşlerini 22 Ocak 2019’a kadar bekliyor. Bu taahhütlerin kabul edilmesinin ardından önemli ölçüde bölgesel münhasırlığa dayanan Avrupa film endüstrisinin etkileneceği kuşkusuz. Avrupa’daki bu hareketlenme, Türkiye’nin de dâhil olduğu geniş bir coğrafyada yayın haklarına ve filmlerin dağıtımına ilişkin sözleşmeleri mercek altına alabilir.


[1] Joined cases C-403/08 and C-429/08

[2] Ana hatlarına değinilen taahhütlerin tamamına İngilizce olarak http://europa.eu/rapid/press-release_IP-18-6894_en.htm adresinden erişebilirsiniz (Son erişim tarihi: 15.01.2019)

Şimdi kayıt olun
Son blog yazılarımızı e-posta ile alın.
Bora İkiler

Bora İkiler

Bora İkiler rekabet hukuku, şirketler hukuku, ticaret hukuku, veri koruma hukuku ve sözleşme hukuku alanlarında engin bir deneyime sahiptir. Bora, yerli ve yabancı şirketlere, günlük faaliyetlerinde, hukuka uyum süreçlerinde ve birleşme ve satın alma işlemlerinde danışmanlık sağlamaktadır. Bora, rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve uygulamalar için Rekabet Kurumu’na yapılan bildirim ve muafiyet başvurularının hazırlanması, inceleme sürecinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması konularında müvekkillerine destek olmaktadır. Kendisi birleşme ve devralmaların kontrolü, pişmanlık süreçleri ve Rekabet Kurumu tarafından yürütülen ön araştırma ve soruşturma süreçlerinde çok sayıda müvekkili temsil etmiştir. Sağlık, otomotiv, perakende gibi dikey ilişkilerin yoğun olduğu ve rekabet hukuku açısından hassas sektörlerde yoğun bir tecrübeye sahiptir. Bunun yanında, bankacılık, içecek, çimento, biletleme ve televizyon yayıncılığı sektörlerinde de projelerde yer almıştır.

Tam biyografi

Ramiz Arslan

Ramiz Arslan

Ramiz Arslan otomotiv, bankacılık ve finans, perakendecilik ve teknoloji alanlarında faaliyet gösteren yerli ve yabancı şirketlere rekabet hukuku alanında danışmanlık vermektedir. Ramiz birleşme ve devralmalar ve ortak girişim izin başvuruları, nihai incelemeleri, rekabet kurumu soruşturmaları, menfi tespit/bireysel muafiyet başvuruları da dâhil olmak üzere rekabet hukuku konularının tüm yönlerinde hukuki danışmanlık sağlamakta ve Türk ve çokuluslu firmaları Rekabet Kurumu ve düzenleyici kurumlar nezdinde temsil etmektedir. Ayrıca, veri koruma kanunu ve gizliliğine uygun iş modelleri oluşturma ve riskleri en aza indirecek çözümler geliştirme de dahil olmak üzere veri korumaya uyum işlemlerinde ve gizlilik konularında şirketlere yardımcı olmaktadır. Müvekkilleri enerji ve üretimden bankacılık ve finans ve gayrimenkul sektörüne kadar çeşitli alanlarda faaliyet göstermektedir. Türk ve uluslararası firmalara yasal stratejilerin uygulanmasında, uygun stratejilerin geliştirilmesinde veya şirketlerin ihtiyaçlarını iyileştirmek için gereken ticari yaklaşımların saptanması konusunda da danışmanlık yapmaktadır.

Tam biyografi