Melih Üyer
Dijital piyasalarda son yıllarda yaşanan hızlı büyüme, büyük teknoloji şirketlerinin pazardaki hakimiyetlerini artırmasına yol açmıştır. Bu durum, özellikle ABD’de rekabet otoritelerinin dikkatini çekmiş ve teknoloji devlerine yönelik bir dizi rekabet hukuku davası açılmasına neden olmuştur. Bu kapsamda teknoloji dünyasında bir dönüm noktası niteliğindeki dava sonucunda, ABD’deki federal mahkeme, Google’ın çevrim içi arama ve reklamcılık pazarındaki uygulamalarını tekelci olması sebebiyle hukuka aykırı buldu. Bu karar, yalnızca Google için değil, tüm teknoloji devleri için önemli bir uyarı niteliği taşımaktadır. Mahkemenin verdiği bu kritik karar, rekabetin nasıl engellendiğine ve kullanıcıların seçeneklerinin nasıl kısıtlandığına dair önemli soruları gündeme getiriyor. Peki bu dava teknoloji sektöründe ne gibi değişimlerin habercisi olabilir?
Google’ın Tekelci Uygulamaları: Sözleşmelerin Rolü
Mahkeme, Google’ın genel arama hizmetleri pazarında tekel gücüne sahip olduğunu tespit etti. Buna göre Google’ın bu pazarda %89,2’lik bir pazar payına sahip olduğu ve bu oranın mobil cihazlarda %94,9’a kadar çıktığı tespit edildi[1]. Buna karşın Microsoft ve Yahoo gibi diğer büyük rakiplerin pazar payları oldukça düşük seviyelerde kalmıştır. Mahkeme, Google’ın tekel gücünü korumak için önemli giriş engelleri oluşturduğunu belirtmiştir. Bu engeller arasında yüksek sermaye maliyetleri, Google’ın kritik dağıtım kanalları üzerindeki kontrolü, marka bilinirliği gibi faktörleri yer almaktadır. Bu engeller, yeni rakiplerin pazara girmesini zorlaştırmakta ve Google’ın pazar hakimiyetini pekiştirmektedir.
Google, aralarında Apple, Samsung ve Mozilla’nın da bulunduğu şirketlere web tarayıcılarında ve akıllı telefonlarda yaptığı münhasırlık sözleşmeleriyle arama motoru (varsayılan tarayıcı olma) bakımından birinci sırada yer almak için milyarlarca dolar ödemektedir. Bu kapsamda sadece 2021 yılında Google, Apple ve Android platformlarında varsayılan arama motoru olmak için 26 milyar dolar harcamıştır[2]. Bu meblağın yaklaşık 18 milyar doları ise yalnızca Apple ile imzalanan sözleşmelerde sarf edilmiştir. Aynı zamanda Google, Safari’den elde ettiği arama reklamı gelirinin %36’sını Apple ile paylaşmaktadır.
Akdedilen sözleşmeler, kullanıcıların cihazlarını ilk kez açtıklarında veya tarayıcıları kullandıklarında otomatik olarak Google arama motorunu kullanmalarını sağlamaktadır. Mahkemeye göre bu durum Google’a büyük bir pazar erişimi sağlarken, rakiplerin varsayılan arama motoru olarak seçilmesini engellemiştir[3]. Kararda ayrıca hakim durum için yapılan ödemenin, rakiplerin kendi arama motorlarını, rekabette kalmalarını sağlayacak veri ve erişim sağlayacak ölçekte geliştirmelerini engellediğini savunulmuştur. Bu sebeple kararı veren hakim Amit Mehta tarafından Google’ın faaliyette bulunduğu pazarda tekel konumunda olduğu ve bunu sürdürmek için de tekel gibi davrandığı sonucuna varılmıştır.
Google’ın Savunması: “Varsayılanların” Önemi
Google, ABD’de karşılaştığı rekabet hukuku davasındaki savunmasında cihazlarda ve tarayıcılarda varsayılan arama motoru olarak Google’ın belirlenmesinin kullanıcı deneyimi açısından önemli olduğunu belirtmektedir. Şirket, kullanıcıların çoğunluğunun Google’ı tercih ettiğini ve Google’ın varsayılan olarak belirlenmesinin doğal bir sonuç olduğunu savunmaktadır. Google’a göre, varsayılan arama motoru ayarları, kullanıcıların istedikleri hizmete daha hızlı ve sorunsuz ulaşmalarını sağlamaktadır. Google nihai olarak bu durumu bir tekel uygulaması olarak değil, kullanıcıların isteklerine cevap veren bir hizmet olarak sunmuştur[4]. Google’ın “Global İlişkiler” departmanının başındaki Kent Walker, söz konusu kararın Google’ın en iyi arama motoru olduğunu kabul ettiğini fakat buna erişimin kolaylaştırılmasına izin verilmemesi gerektiğine hükmettiğini belirterek Karar’ı eleştirmiş ve bu Karar’ı üst mahkemeye taşıyacaklarını belirtmiştir[5].
Mahkeme, sözleşme yapmak suretiyle tesis edilen varsayılan ayarların alternatif arama motorlarının pazarda yer bulmasını zorlaştırdığı ve rekabeti engellediği kanaatine varmıştır. Google’ın savunmasının merkezinde yer alan “varsayılanların önemi” argümanı, Mahkemeye göre, pazarın doğal dengesini bozmakta ve yeni girişimcilerin gelişimini engellemektedir. Bu durum, özellikle Apple gibi büyük şirketlerle yapılan sözleşmelerde belirgin hale gelmekte ve rekabetin kısıtlanmasına neden olmaktadır.
Google’ın savunması, teknoloji devlerinin kullanıcı deneyimini iyileştirme argümanlarıyla ne ölçüde başarılı olabileceğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir. Ancak bu argüman, dijital pazarlarda adil rekabetin sağlanması ve kullanıcıların daha fazla seçeneğe sahip olması açısından yeterli bulunmamış ve Mahkeme tarafından reddedilmiştir.
Olası Yaptırımlar ve Cezalar: Mahkemenin Google’a Karşı Verebileceği Kararlar
Konuyla ilgili olarak kararda ihlal sonucuna bağlı olarak ne tür yaptırımların uygulanacağına ilişkin hususa yer verilmemiştir. Bu konuda mahkemenin önümüzdeki aylarda karar vermesi beklenmektedir. Google’ın mevcut pazar hakimiyetini sarsacak en olası adımlardan biri, varsayılan arama motoru sözleşmelerinin geçersiz kılınması olabilir. Bu, diğer arama motorlarının pazara erişimini kolaylaştırarak rekabeti teşvik edebilecektir.
Bir diğer olasılık ise, Google’ın geçmişteki tekelci uygulamaları nedeniyle ağır para cezalarına çarptırılmasıdır. Avrupa Birliği, daha önce Google’a benzer durumlarda milyarlarca dolar ceza vermişti. ABD’deki bu dava, Google’ın iş modelini değiştirmeye zorlayabilecek benzer bir sonuç doğurabilir. Mahkeme, Google’ın reklamcılık ve arama motoru hizmetlerinin ayrı ayrı faaliyet göstermesi gibi yapısal değişiklikler de talep edebilir. Bu tür bir bölünme, şirketin rekabeti engelleyici etkilerini azaltmayı ve pazarı daha şeffaf hale getirmeyi amaçlayacaktır[6].
Son olarak, Mahkeme, Google’ın rakiplerine karşı haksız avantaj sağlamasını engellemek amacıyla, pazar payını sınırlayacak ve rekabeti teşvik edecek düzenlemeler getirebilir. Bu tür bir karar, sadece Google için değil, tüm teknoloji sektörü için de önemli bir emsal teşkil edebilir. Mahkemenin vereceği bu yönde bir karar, dijital ekonomide adil rekabetin sağlanmasında kritik bir rol oynayabilmekle birlikte teknoloji devlerine yönelik gelecekteki düzenlemelerin çerçevesini belirleyebilecektir.
Dijital Piyasalarda Rekabetin Geleceği
ABD’deki rekabet hukuku davaları, özellikle Google’a karşı verilen son karar, teknoloji sektöründe büyük değişimlerin habercisi olabilir. Avrupa Birliği uzun süredir teknoloji devlerine karşı Dijital Pazarlar Yasası gibi sert düzenlemeler uygularken, ABD’de bu süreç daha yavaş gelişiyordu. Ancak, Google’a yönelik bu son karar, ABD’nin de bu konuda daha aktif bir tavır almaya başladığını göstermektedir.
Avrupa’da teknoloji şirketlerine yönelik düzenlemeler, daha çok regülasyonlar ve buna bağlı olarak uyum sağlamama durumunda cezalar öngörmektedir. Örneğin, Avrupa Komisyonu, Google’a yönelik çeşitli rekabet hukuku davalarında milyarlarca avroluk cezalara hükmetmiştir[7]. ABD’deki yargılama pratiğinde ise rekabeti engelleyen ve hakim durumunu kötüye kullanan şirketler ilgili Sherman Kanununu ihlal etmeleri durumunda ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu durum, Microsoft, Apple ve Facebook gibi diğer teknoloji devlerinin de ABD’de benzer davalarla karşılaşabileceği anlamına gelmektedir. ABD’deki rekabet hukuku davaları, küresel teknoloji devlerini daha şeffaf ve rekabetçi iş modelleri benimsemeye zorlayabilir; bu da kullanıcılar için daha fazla seçenek ve daha adil fiyatlar sunan bir pazar ortamı yaratabilir. Özellikle dijital reklamcılık alanındaki uygulamalar ve pazar hakimiyetinin kötüye kullanılması hem Avrupa’da hem de ABD’de geniş çaplı incelemelere konu olmaktadır. Avrupa Komisyonu’nun Google’ın reklam teknolojisi departmanını ayırmayı gündeme getirmesi, ABD’de de benzer adımlar atılabileceği ihtimalini doğurmuştur. Sonuç olarak, artan rekabet hukuku baskıları teknoloji sektöründe önemli değişimlere yol açabilir ve sektördeki rekabetin geleceğini şekillendirebilir.
[1] https://www.npr.org/2024/08/05/nx-s1-5064624/google-justice-department-antitrust-search (Son Erişim Tarihi: 13.08.2024)
[2] Google loses massive antitrust case over search, will appeal ruling | TechCrunch (Son Erişim Tarihi: 13.08.2024)
[3] United States v. Google LLC, No. 20-cv-3010 (APM) (D.D.C. Aug. 5, 2024) (Son Erişim Tarihi: 13.08.2024)
[4] https://news.harvard.edu/gazette/story/2023/09/breaking-down-google-antitrust-case/ (Son Erişim Tarihi: 14.08.2024)
[5] https://www.npr.org/2024/08/05/nx-s1-5064624/google-justice-department-antitrust-search (Son Erişim Tarihi: 14.08.2024)
[6] https://www.aol.com/google-loses-massive-antitrust-lawsuit-202453978.html?guccounter=1 (Son Erişim Tarihi: 14.08.2024)
[7] https://www.politico.eu/article/google-gets-eu-antitrust-charges-on-ad-tech-business/ (Son Erişim Tarihi: 14.08.2024)