İçeriğe geç

Tarafından getirildi

logo

Rekabet ve Regülasyon

En yeni haberler, değişiklikler, kararlar, değerlendirmeler…

open menu close menu

Rekabet ve Regülasyon

  • Anasayfa
  • Hakkımızda

Dijital Hizmetler Vergisi karşısında ABD’nin Tutumu: Gümrük Vergileri Yolda

Yazar Rekabet regulasyon
14 Ocak 2021
  • Regülasyonlar
Share on Facebook Share on Twitter Share via email Share on LinkedIn

Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) Ticaret Temsilciliği (Office of the United States Trade Representative) tarafından yürütülen Dijital Hizmetler Vergisi (Digital Services Tax – “DST”) Soruşturması’nın sonuçları 6 Ocak 2020’de kamuoyu ile paylaşıldı.[1] Soruşturma kapsamında Hindistan, İtalya, Türkiye tarafından benimsenen dijital vergiler kapsamlı bir şekilde incelenmiş; vergilerin ABD şirketlerine karşı ayrımcılık teşkil edip etmediği ve uluslararası vergi prensipleriyle çelişip çelişmediği ve ABD ticaretini kısıtlayıp kısıtlamadığı irdelenmişti. Basında yer alan bazı haberlere göre, bu soruşturma misilleme amaçlı gümrük vergilerinin önünü açabilecek nitelikteydi.[2]

Türkiye özelinde dijital hizmet vergilerine ilişkin zaman çizelgesini kısaca hatırlayacak olursak, ülkemizde 7 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de (“RG”) yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“7194 sayılı Kanun”) ile ihdas edilen dijital hizmet vergisi uygulaması, 20 Mart 2020 tarihli RG’de yayımlanan Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliği (“Uygulama Tebliği”) ile 1 Mart 2020’den itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

7194 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre, Türkiye’de aşağıdaki hizmetler dijital hizmet vergisine tabidir:

  • Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri
  • Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmaısna yönelik dijital ortamda sunulan hizmetleri
  • Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri
  • Yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetleri

Anılan Kanun’da ayrıca hizmetin Türkiye’de sunulması geniş kapsamlı olarak hükme bağlanmış ve bu kapsama hizmetin Türkiye’de sunulması, hizmetten Türkiye’de faydalanılması, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi veya hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesi de dahil edilmiştir.

7194 sayılı Kanun’un 4(1). maddesi kapsamında,  ilgili hesap döneminden önceki hesap döneminde, Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk Lirası’ndan veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Avro’dan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaf tutulmuştur.

Kanun’un uygulanmaya konmasından kısa bir süre sonra 2 Haziran 2020’de, ABD Ticaret Temsilciliği tarafından, 1974 tarihli Ticaret Anlaşması’nın 301. Bölümü çerçevesinde (Section 301 of the Trade Act of 1974) Türkiye’ye karşı  soruşturma başlatılmıştır. Soruşturmanın başladığına dair bildiri üzerine 400’e yakın paydaştan bu vergilere ilişkin görüş alınmıştır.  Ayrıca 29 Eylül 2020’de Türk devleti ile danışma süreci (consultation) gerçekleştirilmiştir.

ABD Ticaret Temsilcisiliği tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde Türkiye’nin dijital hizmet vergisi uygulamasına ilişkin olarak hazırlanan raporda (“Rapor”)[3], bu vergi uygulaması karşısında aksiyon alınıp alınamayacağına ilişkin hukuki temeller araştırılmıştır. Bu bağlamda temel olarak üç hususun incelendiği görülmektedir:

  • Dijital hizmet vergisi uygulaması ile ABD şirketlerine karşı ayrımcılık yapılması söz konusu mudur?
  • Bir vergi politikası olarak dijital hizmet vergisi uygulaması makul mudur?
  • Dijital hizmet vergisi uygulaması, ABD ticaretine yük getirmekte midir, bu ticareti kısıtlamakta mıdır?

Rapor kapsamında ilk olarak, dijital hizmetlere getirilen vergilerin, yapısı ve yürütülme şeklinden ötürü, özellikle belirli hizmet tiplerinin seçilmesi ve hasılat eşiklerinin belirlenmesi nedeniyle ABD menşeili şirketlere karşı ayrımcılığa sebep oldukları belirtilmiştir. 7194 sayılı Kanun’un 1. maddesinde sayılan hizmetler dijital olmayan kanallar aracıllığıyla tüketiciye sunulduğunda herhangi bir vergi öngörülmezken, bu hizmetler dijital ortamda sunulduğunda vergi yükümlülüğü doğmaktadır. Bu hizmetlerin dijital olarak sunulmasında ABD’nin dünya lideri konumunda olduğu göz önünde bulundurulduğunda,  bu vergi uygulamasından da en çok zarar görenin ABD olacağı vurgulanmaktadır. Ayrıca, belirlenen hasılat eşiklerinin Türk şirketlerini kapsam dışında tutacak şekilde belirlendiği de ifade edilmiştir. Nitekim ABD Ticaret Temsilcisiliği’nin çalışmasına göre, Türkiye’de  bu vergilere tabi olması beklenen 61 şirketten 49’u Amerikan şirketiyken hiçbiri Türk şirketi değildir. Türkiye’de üst düzey bürokratların bu tespite paralel açıklamaları olduğu da ayrıca not düşülmüştür.

Raporda incelenen ikinci husus olan ‘dijital hizmet vergisi uygulamasının makul olmayışı’ ise, vergiye tabi olan şirketlerin belirlenmesinde gelir (income) yerine hasılatın (revenue) esas alınması, verginin sınırlar ötesi uygulanabiliyor olması ve vergide kesinlik ilkesinin bulunmaması olarak ifade edilmiştir. Nitekim Cumhurbaşkanı’nın 7194 sayılı Kanun’un 4(4). ve 5(5). maddeleri uyarınca, %7,5 olan vergi oranını %1’e indirme ve %15’e çıkarma ve ayrıca 20 milyon TL ve 750 milyon Avro şeklinde belirlenen eşikleri de dijital olarak sunulan hizmetin türüne göre değiştirme yetkisi bulunmaktadır. Rapor’da bu durumun vergide belirliliği ortadan kaldırdığı belirtilmiştir. Ayrıca, vergilerin Türkiye’de kalıcı olarak kurulu olmayan şirketlere uygulanıyor olması da bir sorun olarak ele alınmış ve uluslararası vergi ilkelerine göre şirket ile ülke arasında bölgesel bir bağ yoksa, o şirketin kurumsal vergi rejimlerine tabi olmaması gerektiğine değinilmiştir.

Rapor’da incelenen üçüncü husus ise, dijital vergi

uygulamasının ABD ticareti üzerine yük getirip getirmediği, bu ticareti sınırlandırıp sınırlandırmadığıdır. ABD Ticaret Temsilciliği’nin hesaplamalarına göre, bu uygulama ile Amerikan şirketlerine getirilen vergi yükü yılda 100 milyon TL’yi geçecektir. Ayrıca %7,5 olarak belirlenen oranın, dünyada halihazırda dijital hizmetlere getirilen en yüksek vergi oranı olduğu ifade edilmiştir. Vergilerin ödenmemesi karşısında Türkiye pazarına erişimin engellenmesi gibi çok güçlü yaptırımların getirilmesinin de nadir görülen ağır bir yaptırım olduğu vurgulanmaktadır. Dijital hizmetlere ilişkin vergi yükümlülüklerini yerine getirmek için şirketlerin kendi içlerinde önemli düzenlemeler yapmaları ve maliyetli aksiyonlar almaları gerektiğine, bunun da bazı şirketlere milyonlarca dolar yük getireceğine değinilmektedir.

Rapor’da ayrıca, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (“OECD”) G20 Matrah Aşındırma ve Kar Aktarımı Konusunda Kapsayıcı Çerçeve (“BEPS”) alanındaki gelişmelere değinilmiş ve bu gibi konularda konsensüs-temelli çözümlerin hedeflendiği ifade edilmiştir. Bu çerçevede 135’ten fazla ülkeyi içeren iş birliği görüşmelerinin sürdüğü, bu ülkelerin ABD ve Türkiye’yi de kapsadığı, ABD’nin bu çerçeveye uygun olarak hareket ettiği,  mevcut durumda OECD’nin resmi tutumunun “geçici tedbirlerin niteliği ve bunlara ihtiyaç olup olmadığı konusunda bir görüş birliği olmadığı” yönünde olduğu, Türkiye’nin yürürlüğe koyduğu dijital hizmetler vergisinin de, hakkında görüş birliği olmayan konular arasında yer aldığı belirtilmiş, buna karşın Türkiye’nin yine de bu vergiyi uygulamaya koyduğundan bahsedilmiştir. Bu gibi tek taraflı uygulamaların, birçok ülkenin OECD nezdinde dijital vergilere ilişkin olarak ortak bir paydada buluşması ve uzlaşması ihtimalini azalttığı ifade edilmiştir.

ABD Ticaret Temsilciliği, yukarıda yer verilen tespit ve bulgular ışığında, nasıl aksiyon alınacağını soruşturmanın bir sonraki aşamasında belirleyecektir. Bu aşamada Türkiye’ye belirli bir yaptırım uygulanmamakta, ancak tüm seçeneklerin değerlendirileceğine dikkat çekilmektedir.

Öte yandan, hakkında benzer bir soruşturma yürütülen Fransa’ya karşı 6 Ocak 2021 tarihinden itibaren yürürlüğe giren önlemler alınmış ve Fransa’dan ithal edilen kozmetik ürünlerine, el çantalarına ve bazı diğer ürünlere %25 gümrük vergisi getirilmiştir.[4]

Ülkemiz hakkında ABD Ticaret Temsilciliği nezdinde gerçekleşen gelişmeleri sizlere ilerleyen günlerdeki yazılarımızda detaylarıyla aktarıyor olacağız.


[1] https://ustr.gov/about-us/policy-offices/press-office/press-releases/2021/january/ustr-releases-findings-dst-investigations , Erişim Tarihi: 11.01.2021.

[2] https://www.reuters.com/article/us-usa-trade-digital-tax/ustr-slams-india-italy-turkey-on-digital-taxes-but-holds-off-on-tariffs-idUSKBN29B31Q , Erişim Tarihi: 11.01.2021.

[3]https://ustr.gov/sites/default/files/enforcement/301Investigations/Report%20on%20Turkey%E2%80%99s%20Digital%20Services%20Tax.pdf , Erişim Tarihi: 11.01.2021.

[4] https://ustr.gov/issue-areas/enforcement/section-301-investigations/section-301-frances-digital-services-tax , Erişim Tarihi: 12.01.2021.

Share on Facebook Share on Twitter Share via email Share on LinkedIn
Şimdi kayıt olun
Son blog yazılarımızı e-posta ile alın.
Gönder
ABD Ticaret Temsilciliği, digital platforms, digital services tax, dijital hizmetler, dijital hizmetler vergisi, dijital platformlar, international tax principles, Office of the United States Trade Representative, ticaret soruşturması, trade investigation, uluslararası vergi ilkeleri; digital services
Rekabet regulasyon

Rekabet regulasyon

Bütün makaleler

İLGILI MAKALELER

  • Finansal Regülasyon
  • Regülasyonlar
  • Yapay Zeka

“Yatırım Tavsiyesi Değildir”: Robo-Danışmanların Hukuktaki Yeri

Yazar Barış Yüksel and Cansu Peker
  • Otomotiv
  • Regülasyonlar

Şarj istasyonu alt yapısı oluşturmanın kolay bir yolu olabilir mi?

Yazar Bora İkiler
  • Regülasyonlar
  • Telekomünikasyon, Teknoloji ve Medya

Çocuklarda Ekran Bağımlılığına Karşı Hukuki Mücadele: Zorunlu AFK*

Yazar Şahin Ardıyok and Büşra Nazlı Yaldır

Balcıoğlu Selçuk Eymirlioğlu Ardıyok Keki

Balcıoğlu Selçuk Eymirlioğlu Ardıyok Keki (“BASEAK”) İstanbul’da kurulmuş, hukukun tüm alanlarında hizmet vermekte olan bir hukuk bürosudur. 2007’den beri müvekkillerimize Türkiye’de yürüttükleri faaliyetlerinde ve büyüme planlarında titiz ve güvenilir hukuki çözümler sunmaktayız.

Özel kişilerden, girişimcilere, kuruluş aşamasındaki küçük şirketlerden, devlet kuruluşlarına, orta ve büyük ölçekli özel ve halka açık şirketlerden uluslararası ve küresel holdinglere varıncaya kadar her ölçekten şirketin hukuki ihtiyaçlarına yönelik hizmet vermekteyiz.

Şimdi kayıt olun

Blog yazılarımızı e-posta ile alın.

Kayıt ol

Kategori̇ler

  • Bankacılık
  • Birleşme ve Devralma ve Ortak Girişim
  • Diğer Endüstriler
  • E-Ticaret
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji
  • Finansal Regülasyon
  • Genel
  • Hakim Durumun Kötüye Kullanılması
  • Hızlı Tüketim Malları
  • Hukuk ve İktisat
  • İdare Hukuku
  • Ilac ve Sağlık
  • İnovasyon
  • Kişisel Verilerin Korunması
  • Maden Hukuku
  • Muafiyet ve Menfi Tespit
  • Otomotiv
  • Pişmanlık Uygulamaları
  • Regülasyonlar
  • Rekabet Hukuku
  • Rekabet İktisadı
  • Rekabet Uyum Programı
  • Rekabete Aykırı Anlaşmalar
  • Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörizmin Finansmanı
  • Telekomünikasyon, Teknoloji ve Medya
  • Uluslararası Ticaret
  • Usul Kuralları ve Cezalar
  • Uyum
  • Yapay Zeka
  • Yerinde İncelemeler
  • Yolsuzluk

© 2025 Dentons

  • © BASEAK 2024
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım Kuralları